Sunday, October 30, 2011

10 Mayıs 2011

Biz burada İskoçya' daki toprak reformlarından ve milyon dönümlük toprakları olan Dükalık topraklarının kiracılarına uygun bedeller karşılığında devredilmesinden bahsederken, bir yeni bomba daha düştü. İskoçya' da iktidardaki İskoç Ulusal Partisi ayrılık melodilerini iyiden iyiye mırıldanmaya başlamış.

Öncelikle belirtelim, İskoçya ile İngiltere' nin ya da Katalunya ile Kastilya' nın aralarındaki münasebeti Türkler ve Türkiye' nin öteki azınlıkları ile bağdaştırmak son derece yanlıştır. İskoçya ve İngiltere, 1371-1707 yılları arasında İskoç tahtında bulunan Stuart Hanedanı' nın bir üyesi olan James IV (1566-1625), 1603 yılında İngiltere Kraliçesi Elizabeth I çocuksuz ölünce İngiltere tahtını da kazandı ve İngiltere tahtına James I olarak geçti. Bu şekilde İngiltere ve İskoçya aynı kral tarafından yönetilmeye başladı.

1707 yılında Anne döneminde ise, İskoç Parlemento' su Birleşme Kararı' nı onayladı ve İngiltere ve İskoçya Kraliçesi Anne, Büyük Britanya Kraliçesi olarak tanındı.

Bu arada not düşelim, Katalan(Aragon) ve Kastilya krallıkları da miras yolu ile birleşmiş devletlerdir (Kastilya Kraliçesi Isabel ile Aragon Kralı Ferdinand' ın evliliği ile).

Tabii Britanya adasındaki bu türbülansın sebebi devletin topraklarının yüzde 60' ının, sayıları binlerle verilebilecek aristokrasinin elinde olması ve bu durumun Britanya' da ciddi rahatsızlığa yol açmasıdır. Sermaye karşıtı değilim ve bir ailenin 1000-10000 dönüm arası topraklara sahip olmasını çok sağlıklı bulurum. Ancak milyonlarca dönümlük topraklara sahip olunması, ülke sermayesinin tabana yayılmasını engeller. Fransa yaşadığı ihtilal ile, Almanya ise 30 yıl harplerinden beri topraklarında cereyan eden kanlı savaşların sonucunda toprak reformunu bir emrivaki ile gerçekleştirdi. Britanya' da da bu reform gerçekleşecek ve ilk adım da İskoçya' da zaten atılmıştı. Bu adımlar da sanıyorum İskoçya' nın Britanya Birliği' nden ayrılması ile hızlanacaktır.

Braveheart (1995) filmi sizi yanıltmasın, İskoçya hiçbir zaman sürekli bir İngiliz hegemonyası yaşamadı. İskoç Aristokrasisine mensup olan Franko-Norman Balliol ve Bruce aileleri ile İngiliz Kraliyetine sahip olan Fransız Anjou ailesi, İskoçya Kraliçesi Margeret' ın 1290' da ölümü ile taht iddiasına girişti. Önce Anjou' lardan Uzunbacaklı Edward I, 1292 yılında John Balliol' u destekledi ama Balliol' un kendisini satması yüzünden 1296' da İskoç tahtına el koydu. Bu onun hakkıydı zira kız kardeşi Margeret, İskoçya' yı 1249-1286 arası yöneten Alexander III' ün karısıdır.

Yani bir kere Uzunbacaklı Edward I Fransızdır. Ayrıca kız kardeşi bir İskoç Kralı ile evlidir. İskoç tahtında hakkı vardır. O dönemde ise milli iradeler yoktur, tek kimlik Katolik Hristiyanlıktır. Toprakların sahipliği ise veraset ile mümkündür. Ama bu mücadeleden 1314 yılında İskoç Aristokrasisi içindeki bir Franko-Norman aile olan Bruis (Bruce) ailesi galip gelecektir. İskoçya ile İngiltere, 1603' te Stuart ailesinin her iki devletin başına geçmesi ve akabinde 1707 yılında devletlerin birleştirilmesi anlaşması ile birleştiğinin altını yeniden çizelim.

Dip not olarak Türkiye' deki Kürtler' in kollektif haklarını elde etme amaçlarına saygı duyuyorum, ancak Katalanlar ya da İskoçlar ile aralarında bir analoji kurmalarının bilimsel açıdan hiçbir dayanağı olmadığını belirterek konuyu kapatayım.

0 Comments:

Post a Comment

<< Home