Monday, October 31, 2011

Almanlar' ın Doğu Avrupa' ya yayılma politikası ne zaman dile getirilse aklıma şu isimler gelir:

Albrecht Der Baer, Clairvaux'lu Bernard ve Adolf Hitler.

Hayat acımasız ve adaletsiz. Keşke kardeş kardeş yaşasak ama yaşayamıyoruz ve bizim en büyük rakiplerimiz Almanya ve Rusya'dır. Almanya' ya vurmaya çalıştığımız en büyük darbelerden 1683 yılı 2. Viyana Seferi' nin bozguna dönmesinde her ne kadar Polonya'nın payı büyükse de ve Zaparoş kazakları yüzünden 17.yy da aramız açılmış olsa da Polonya ile varoluş mücadelesi yapmadık. Ama hem Polonya, hem de Türkiye, Doğu Avrupa'yı tehdit eden Almanya ve Rusya ile varoluş mücadelesine girdi. Bir başka Doğu Avrupalı devlet Macaristan'a gelince, Jagiellon hanedanı, Alman Habsburg kontrolunde olmaları sebebi ile bize bulaştılar ve yokedildiler.

Almanlar'ın Elbe Nehri Doğusu' na saldırma sebebi, Alman topraklarının kumlu olması ve tarıma çok elverişli olmadığına inanmalarıdır. Aslında çok yağmur ala bölgelerde toprağın kumlu olması birşey değiştirmez. Almanlar şu an Elbe Nehri Doğusu ve Oder Nehri Batısı' ndaki Doğu Almanya olarak tanıdığımız Brandenburg ve Saksonya'yı ellerinde tutuyorlar. Oder nehri Doğusu ise Polonya topraklarıdır. Alman yayılma hedefleri, Polonya'yı aşıp Dvina-Dnieper hattına, yani Belarus ve Ukrayna'ya dayanır.

Topraklarının çoğu Vistula-Oder nehirleri arasında kalan Polonya, Elbe-Oder nehirleri arasındaki Doğu Almanya'dan tarımsal açıdan farklı değildir. Belarus ise çok su kaynağına sahiptir ancak Vistula ve Dvina arasının büyük kısmı Pripet bataklığıdır.

Ukrayna toprağı ise mükemmele yakındır. Hem çok yağış alır, hem de tın oranı çok ideal seviyelerdedir. Bu sebeple 2. Dünya Savaşı'nda Alman saldırılarının ana hedefi Ukrayna idi.

Yurtlarını hegemonya altına almayı görev edinmiş öncelikle Almanya ve ardından Rusya' ya karşı Doğu Avrupa, Türkiye'nin stratejik müttefiğidir.

Türkiye' ye gelince, Türkiye toprakları aşırı kumlu değildir. Ancak yağış fakiridir. Geniş yüzölçümünden kurtarıyoruz. Fakat, Ziraat Bankası' nın hem kızı vermeyen hem de dünürü küstürmeyen, bir başka deyişle hem çiftçiyi borçlandırıp ve tarlasını iş yapamaz hale getiren hem de populistlik yapıp bu iş yapamaz tarlaların iş yapacak insanlara devredilmesini engelleyen politikası sebebi ile 1. - 2. sınıf tarlalarımızın büyük kısmı ya boş duruyor ya da faydalı üretim yapamıyor.

1 Comments:

Blogger Mehmet Kale said...

Clairvauxlu Bernard yaşadığı dönemde hangi taşı kaldırsak altından çıkar. Alman Doğu Avrupa kolonizasyonu, Papa ve İmparator seçimleri, vs...

Tapınak Şövalyeleri'ni Bernard kurmadı ama güçlü sistemlerini o tasarladı.

Dünya tatlısı St.Bernard köpekleri de adını bu şahıstan alır.

2:23 PM  

Post a Comment

<< Home