Sunday, October 30, 2011

Fransa neden bir ulus devleti de Almanya değil?

16 Eylül 2011

Fransa neden bir ulus devleti de Almanya değil?

Daha önceki yazılarımda bahsettim. Fransa'nın 1180-1223 arası kralı Philip II de Capet (Augustus), 1204 yılında İngiltere'yi de yöneten Batı Fransa'nın hakimi Fransız Anjou-Plantegenet ailesinin Gaskonya hariç Fransa'daki bütün mülklerine el koydu ve Fransa'nın merkezi otoritesini sağlamlaştırarak rakibi Alman İmparatorluğu'nun bir adım önüne geçti. Bu merkezi otoriteyi dağıtmak için Anjou ailesinin yeğeni Alman İmparatoru Otto IV von Brunswick, 1214 yılında Bouvines'te Philip II' nin üzerine yürüdü ama bu muharebeyi kaybetti. İşte Fransa'yı merkezi uluslaştıran ilk olay budur. Ve Alman İmparatorları hiçbir zaman 5 Stem Dükalık (Bavyera, Suabia, Thuringia, Franconia, ve Saksonya) ve bu dükalıkların Brandenbburg, Avusturya gibi yavru Dükalıkları' nı merkezi bir otoriteye bağlayamadı.

İskoçya ve İngiltere arasında 1314 Haziran'ında cereyan eden Bannockburn Meydan Muharabesi ise Avrupa'da genel bir uluslaşmanın başlangıcını tetikledi. Bizim Braveheart filminde izlediğimiz 1297 yılı Stirling Muharebesi'nde İngiliz ağır süvarisi, dörtnala taarruzda iki insan boyu mızraklarla imha edilmişti. Böyle bir olay hakikaten gerçekleşti ama bu taktik William Wallace tarafından Stirling'de değil de İskoçya'nın 1306'da krallık makamını ele geçiren ve yine filmde sıkça karşımıza çıkan Robert de Bruis(şaşırmayalım, o da bir Fransız) ya da bulunduğu ülkenin dilinde Robert the Bruce tarafından Bannockburn' de 1314 yılında uygulandı.

İngiltere kadar yoğun bir Fransız aristokrat kastı bulundurmayan İskoçya, aristokratlardan oluşan ağır atlı şövalyelere karşı bir taktik geliştirmek zorundaydı. Bu taktik de, tarihin çeşitli aşamalarında gördüğümüz Phalanx, Lejyoner gibi birimlerin dahil olduğu disiplinli piyadeler klübüne yeni bir üye olan "Schiltron" lardı. İki insan boyunda devasa mızraklarla iyi bir anti-süvari birimiydiler.

İngiliz yönetimini oluşturan sürgün Fransız aristokrasisi, İskoçya' da aldığı bu dersleri iyi çalıştı. Çalışmak zorundaydı çünkü 1204'te Fransız topraklarına el konduğundan, koca Fransa kadar şövalye çıkartabilecek ekonomik bir gücü kalmamıştı. Düzenli piyadeye önem verdiler. Düzenli piyade de aristokrat sınıfından ziyade dönemin orta kesimi Yeoman'lardan oluşuyordu. Bu da orta sınıfı orduya dahil ederek ülke yönetiminden pay veriyordu.

Fransa yönetimi ise aynı dönemde, asi Anjevin partiyi İngiltere ve Gaskonya' ya sürmüş, iktidarını sağlamlaştırıyordu. 1328 yılında Fransa Kraliyet makamı Capet ailesinden aynı ailenin farklı soyad taşıyan Valois ailesine geçti. Bunun sebebi Fransa'da Kraliyet ailelerinde soyadı ailenin en büyük ferdi taşır. Ailenin diğer erkek evlatları ise atandıkları makamı soyad olarak alır, örneğin Burgogne, Valois, Alençon gibi. Son Capet soyadlı aile ferdi Charles IV ölünce, yine aynı Patrilineal soydan ama Valois soyadlı Philip VI tahta geçti. Bu bir Salian yani Almanya'nın Salian Frank geleneğidir. Fakat Charles IV'ün kız kardeşi Isabella da İngiliz Kralı ve Gaskonya Dükü Edward III' ün annesiydi, haliyle İngiliz Kralı Edward III' ün de bu tahtta hakkı vardı. Edward III bir kere Fransızdı, batı Fransa'nın en büyük ailesi Plantegenet-Anjevin ailedendi. Annesi Isabelle, Capet ailesinin son temsilcisiydi. Özetle, Edward III'ün önündeki tek engel mülk mirasını baba soyuna(patrilineal) bırakan Salic kanundu.

Çok geçmeden Philip VI D'Valois ile Edward III D'Plantegenet/Anjou arasında Fransa tahtı için bir harp koptu(1337). Bu harp 1453 yılına kadar sürdü ve harbin 3 evresi vardır.

1)Edward III ve oğlu Kara Prens Edward'ın başta Poitiers ve Crecy olmak üzere galibiyetleri. (1337-1360)

2)Valois hanedanının geri saldırısı (Bertrand du Guesclin başkomutanlığında). (1369-1389)

3)Ve son dönem, Büyük Lancaster-Plantegenet taarruzu, ardından Jean D'Arc ve ardılların Kontr-taarruzu (1415-1453).

Bizim konumuz uluslaşma süreci, bu yüzden ben son bölüme değineceğim. Almanlar her ne kadar çalışkanlıkları ile Avrupa'nın en güçlü ve imparatorluk makamını elinde bulunduran toplumu olsa da, toprakları en büyük ve en zengin olan ülke Fransa'dır. Bu da feodal toprak yönetimi ürünü olan şövalye sayısının fazla olmasına yol açıyor. 1415 yılı 25 Ekimi'nde cereyan eden Agincourt Muharebesi için Fransa 15000 kadar şövalye mobilize etti, bu inanılmaz bir rakamdır. Yalnız disiplinli İngiliz Piyadesi, her biri bireysel anlamda savaş makinesi olan ama toplu savaş taktikleri olmayan bu şövalyeleri arazinin yardımıyla da yoketmeyi başardı.

Tabii bir anda onbinlerce şövalyesi yokolan Fransa da en sonunda 1314 yılında İskoçya'da şövalyeleri yokolan İngilizler gibi orta halli halkını silah altına aldı. Profesyonel Valois Fransasının ordusu zorlanmadan sayıca az ve Fransa da destek bulamayan Lancaster-Anjou/Plantegenet İngilteresi' ni kıtadan kovdu. Artık Fransa sadece merkezi değil aynı zamanda ulus devlet de olmaya başlamıştı.

Orta halli halkın Fransa'da silahlanması, gücünün artması, ülkemizde asla anlaşılamayan Fransız Devrimi'ne kadar giden bir sürecin başlangıcıdır. İnşallah ülkemizde son derece yanlış tanınan Fransız İhtilali'ne de değinme fırsatım olur.

0 Comments:

Post a Comment

<< Home